Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!


         


                                              YASAKLAR

 

Daha önceki sayfalarda bir müslümanın uyması gereken kuralları vermiştik. Şimdi bunları Kitap'taki sırasıyla, başka bir tarzda ele alacağız.

 

Yüce ALLAH’ın emirleri, KUR’AN-I KERİM’de karşımıza üç şekilde çıkıyor.

 

Birincisi, ilk inen âyetlerdeki gibi “Oku!.. Secde et!..  Yaklaş!.. Yalancıya boyun eğme!..” şeklinde, emir kipindedir…  Olumlu (“oku” gibi) ve olumsuz (“boyun eğme” gibi) emirler, yasaklardır. Tesbiti çok kolaydır. Peygamberimize, müminlere, müslümanlara  hitap eden emirler (“Kur’an’dan kolay geleni okuyun. Namazı kılın. Zekâtı verin. Allah’tan af dileyin. -Müzemmil, 20- tarzında) olduğu gibi  Kitap Ehli’ni, Yahudiler’i, münâfıkları, müşrikleri, kâfirleri , hatta Şeytan’ı muhatap alan emirler de vardır. Onlara da uymak gerekir. Meselâ, Hazret-i Hud’un Ad kavmine hitâben, “Ey toplumum! Rabbinizden af dileyin! Sonra O’na yönelin ki, üzerinize göğü bol bol göndersin, kuvvetinize kuvvet katsın. Günahkârlar olup da, Allah’tan yüz çevirmeyin!”       (Hud , 52)  demesi; bize ALLAH’tan af dilemeyi, O’na  yönelmeyi,  O’ndan asla yüz çevirmemeyi hatırlatmalıdır.

 

İkinci grup emirler cümlenin içinde gizlidir... “Tespih ederiz seni, ey Rabbimiz.” (Kalem , 29) âyetinde, makbûl kulların ALLAH’ı tesbih ettiği dile getiriliyor, bundan da “ALLAH’I tesbih edin”  imâsı çıkıyor. Zâten aynı âyetin başında “ALLAH’I tesbih et!”  (Kalem 29) emri vardır... Yine “Biz de herşeyimizle Rabbimize yöneliriz”  (Kalem 29) âyetinde makbûl kulların herşeyleri ile ALLAH’a yöneldikleri dile getirilip, bizden de o bekleniyor… Bu tarz âyetlerin her birinin böyle yorumlanması,  ALLAH’ın  emrinin ne olduğunun çıkarılması gerekir.

 

Üçüncü  grup emirler  satırlar arasında  gizlidir.   Gerçekten biz zâlimler olduk.”    (Kalem, 29) ifâdesi, başkalarının hâlini anlatıyorsa da, bize “Sen zâlimlerden olma!” emrini ilham etmelidir…  “Kim cimriliğe sapar ve kendisini tüm ihtiyaçların üstünde görür, ve güzelliği yalanlarsa, Biz onu, en zor olana sevkedeceğiz “    (Leyl, 8-10)  âyetleri sanki hep başkalarından bahsediyormuş gibi alınır. Halbuki, sâdece bu kısımdan “Cimriliğe sapma!..  Kendini tüm ihtiyaçların üstünde görme!.. Büyüklük taslayıp çevrendeki güzellikleri yalanlama!.. Görmemezlikten gelme!..” şeklinde kendimize ikazlar çıkarmalıyız.

 

 

Bir misâl daha verelim:  Nahl Sûresi 10-11.  âyetler şöyledir:  “O sizin için gökten bir su indirdi; ondan bir içecek var. Kendisinden hayvanlarınıza yedirdiğiniz bir ağaç da ondan oluşmaktadır.  O suyla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda, derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucize vardır. “  ALLAH diyor ki, “Yağan yağmuru görünce derin derin düşün!” Öyleyse  “Bu suyla şimdi nehirler coşacak, göller taşacak,   barajlar dolacak. Ekinler, otlar yetişecek, ağaçlar büyüyecek, bize zeytin hurma, üzüm gibi meyvalar verecek. O sudan hem biz içeceğiz, hem hayvanlarımız  içecek. Böylece ilerde bize yiyecek olacaklar. Bu ne büyük bir mucizedir!” diye düşünmek, ardından hamdetmek lâzım.

 

Birde şu âyet var:  “ALLAH dışında yakardıklarınız hiçbir şey yaratamazlar; onların kendileri yaratılmaktadır.”    (Nahl ,  20) Bunu okuyan, “Benim ALLAH  dışında bir yakardığım, bir putum yok.  Bu âyet benimle, bizimle ilgili değil,” diye aklından geçiriyor.  Halbuki bir kaç gün once falanca babanın türbesine gidip  mum dikmişti. Üç gün once patronuna, “Ne olursa sizden olur, n’olur, oğluma  da  bir iş bulun,” diye yalvarmıştı…  Halbuki, herşey ÖNCE  ALLAH’tan, sonra kuldan istenmeli.  İsterken de ALLAH’a yalvardığımız üslûbu asla kula kullanmamalı!

 

Bu üç hususu  dâima aklımızda tutalım.  Bu listeden bir âyeti okuduğumuzda, “Bu niye buraya konmuş?” diye tereddüte düşersek, başa dönüp bu üç hususu bir daha  okuyalım. Ve unutmıyalım ki, hemen her âyette yapmamız istenen, yapmamız yasaklanan veya öyle

imâ edilen hususlar vardır. Bunlar bilinmeden, bunlara uyulmadan öyle

tarikat, şeyh falan işe yaramaz!


Şimdi Kur'an-ı Kerim'deki sırasıyla ALLAH'ın yasakladığı hususları sıralıyalım.







                   KUR'AN-I  KERİM'DE ALLAH'IN  YASAKLADIKLARI 

 

  

- BİLE BİLE ALLAH’A EŞ KOŞMAMAK

 

              - “O  ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı.  

               Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler

               çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler      

               koşmayın.”  (Bakara 2/22)

 

 

  -İNKÂRCILARDAN OLMAMAK

 

           “... Yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için   

            hazırlanmış ateşten sakının.” (Bakara 2/24)




- ALLAH’IN YASAKLADIĞI AĞACA (O HER NE İSE) YAKLAŞMAMAK

 

             - “Dedik ki: ‘Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz

             de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca

             yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.’ (dedik.)" 

             (Bakara 2/35) 




- TEVRÂT’I VE İNCİL’İ TASDİK EDİCİ OLARAK İNDİRİLMİŞ OLAN KUR’AN’I 

İNKÂR EDENLERDEN OLMAMAK

- ALLAH’IN ÂYETLERİNİ BİRKAÇ PARAYA DEĞİŞMEMEK

 

              - “Yanınızdakini (Tevrat'ı) tasdik edici olarak  indirdiğim

               (Kur'ân)a imân edin, O'nu, inkâredenlerin ilki siz olmayın,

               Benim âyetlerimi birkaç paraya değişmeyin. Ancak benden korkun.” 

              (Bakara 2/41)



 

- HAKKI BÂTILA KARIŞTIRMAMAK

- BİLE BİLE HAK YEMEMEK

 

              - “Hakkı batıla karıştırıp da, bile bile hakkı gizlemeyin.”

                   (Bakara 2/42)

 

  


- BOZGUNCULUK VE SALDIRGANLIK YAPARAK YERYÜZÜ’NÜ FESÂDA VERMEMEK

 

                - “Allah'ın rızkından yiyin ve için de bozgunculuk ve

                saldırganlık yaparak yeryüzünü fesâda vermeyin.”  (Bakara 2/60)


 

 

- BİRBİRİNİN KANINI DÖKMEMEK

- BİRBİRİNİ YURTLARINDAN ÇIKARTMAMAK

 

   -  ... BİRBİRİNİZİN   KANINI   DÖKMEYİN.   BİRBİRİNİZİ     

    YURTLARINDAN ÇIKARTMAYIN..."     (Bakara 2/ 84)



 

- DERS VERENLERE, ULU KİŞİLERE  “BİZE UY” DEMEMEK

 

        - “Ey imân edenler! "râinâ" demeyin, "unzurna" deyin ve

         iyi dinleyin, kâfirler için elemli bir azap vardır.”  (Bakara 2/104)

 

 

               Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından bir şey tebliğ ve tâlim

               buyurulduğu zaman, ara sıra Müslümanlar’dan bazıları  “Râinâ-

               Bize riâyet et, ey Allah'ın Resulü." derlerdi ve bununla "Acele etme,

               müsaade buyur ki anlayalım." demek isterlerdi. Cenab-ı Allah,

               böyle demeyi,, bu "râinâ" tabirini kullanmayı yasaklayarak, "unzurnâ -  

             ‘ bize bak, bizi gözet’, deyiniz ve söze de iyi kulak veriniz, dikkatle dinleyiniz,

               iyi belleyip akılda tutunuz,” buyuruyor ki, bunda çok ince ve mühim bir

               edep öğretimi vardır. 

  

 

 

-DOĞRU YOLDAN DÖNEREK   NEFSİNİZİN  ARZUSUNA  UYMAMAK

- DİLİNİ EĞMEMEK,  ALAYLI VEYA YALAN KONUŞMAMAK

- HAKİKATTEN YÜZ ÇEVİRMEMEK

 

              - "ARTIK  DÖNEREK   NEFSİNİZİN  ARZUSUNA  UYMAYIN!. 

         ŞÂYET  DİLİNİZİ EĞER, VEYA  YÜZ ÇEVİRİRSENİZ,

         ŞÜPHE  YOK Kİ  ALLAH NE YAPARSANIZ HABERDÂRDIR."

          (Nisâ 4/135)

 

 

 

 

-MÜNKERE VE BAĞYA  YAK LAŞMAMAK

 

-          "ALLAH,   fuhuştan,  münkerden ve bağydan meneder."

(Nahl 16/90)

 

               Münker, “dinimizin yasakladığı, yâni ALLAH’ın râzı olmadığı  

                      işlerdir.  “Emr-i bil mâruf ve nehy-i anil münker” diye geçer.  

                      Mâruf, “dinimizin emrettiği  hususlardır. “İyiliği emretmek,

                      Kötülüğü yasaklamak “ anlamındadır... Bağy “"haktan

                      ayrılmak, zulmetmek, haddi aşmak,  ALLAH"'a karşı

                      gelme ve dinin çizdiği sınırları aşma” demektir.

 

  

 

- ALLAH’A HİÇBİR ŞEYİ  ORTAK KOŞMAMAK,

- ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEMEK,

- FUHUŞLARIN AÇIĞINA, KAPALISINA YAKLAŞMAMAK,

- HAKSIZ YERE CANA KIYMAMAK,

- YETİMİN MALINA YAKLAŞMAMAK

 

       -    "...Rabbinizin size haram kıldığını okuyayım: O'na hiç bir

           şeyi    ortak   koşmayın.   Çocuklarınızı  öldürmeyin... 

           Fuhuşların  açığına kapalısına yaklaşmayın.   Ve haksız 

           yere... cana  kıymayın...  Yetimin  malına yaklaşmayın...

           İşte benim doğru yolum budur.."   (En’am 6/151-158)

 

        - "Yetim malına yaklaşmayın!..  Ancak  erginlik çağına erişinceye

        kadar,   güzel bir tarzda olsun..." (İsra 17/34)

 

  

 

- GEREK AÇIK, GEREK KAPALI  FUHŞUN HER TÜRLÜSÜNÜ  YAPMAMAK

- GÜNAH İŞLEMEMEK

- İNSANLARA HAKSIZ YERE SALDIRMAMAK

- ALLAH’A ORTAK KOŞMAMAK

- ALLAH HAKKINDA BİLMEDİĞİMİZ ŞEYLERİ SÖYLEMEMEK

 

-         "Rabbim ancak  fuhuşları, gerek  açığını, gerek kapalısını, 

         günahı ve  haksız  yere  saldırmayı,  ALLAH'a  ortak koşmayı 

         ve  ALLAH     hakkında  bilmediğiniz şeyleri söylemeyi haram etmiştir."

        (Â’raf 7/33)

 

  

 

-İHTİYARLIK ÇAĞINA ULAŞAN ANAYA, BABAYA ASLA “ÖF!”s BİLE DEMEMEK

- İHTİYARLIK ÇAĞINA ULAŞAN ANAYI, BABAYI AZARLAMAMAK

- İHTİYARLIK ÇAĞINA ULAŞAN ANAYI, BABAYI ACILADAN DOLAYI KÜÇÜLTMEMEK

 

-          "Rabbin....anaya  babaya iyilik  etmenizi  emretti. İkisinden  birisi, 

           yahut her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara 

           'öf'  deme!   Onları  azarlama.  Onları  acımandan  dolayı küçültme.      

          (İsra 17/23)

 

 

 

-VERİRKEN SAÇIP  SAVURMAMAK

 

         -   "Akrabaya,  yoksula  ve yolcuya  hakkını  ver.   Fakat saçıp                  

             savurma!  (İsra 17/26)

 

 

- ELİN BOYNUNA BAĞLANMIŞ GİBİ CİMRİLİK YAPMAMAK

- ELİNİ TAMÂMEN DE AÇMAMAK, MÜSRİFLİK YAPMAMAK

 

 -          "Elin boynuna bağlanmış gibi yapma.   Tamamen de açma.    

Sonra kınanır,  hasret içinde kalırsın." (İsra 17/29)

 

                 Yâni,  ne cimri ol, ne de müsrif!..

 

 

 

-FAKİRLİK KORKUSUYLA ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEMEK

 

-          "Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin.  

           Onları da sizi de biz  besliyoruz."       (İsra 17/31)

 

                  Bu âyet  hep çocuklarını  gömen Araplar  ile ilgili  imiş gibi

                  düşünülür.  Ama  şimdi bile  vârit.  Çocuklarını  sokağa atan,

                  câmi avlusuna  bırakan, gayrımeşru diye öldüren  nice ana-

                  baba var.  Ayrıca kürtaj bile bu açıdan değerlendirilmeli.

 

 

 

-ZİNÂYA YAKLAŞMAMAK

 

-          "Zinaya  yaklaşmayın!..  O  cidden hayasızlıktır.   Kötü bir  yoldur.

         (İsra 17/32)

 

 

 

-ALLAH’IN HARAM KILDIĞI BİR CANI ÖLDÜRMEMEK

 

-          "ALLAH'ın  haram  kıldığı  bir  canı  öldürmeyin!..

          Meğer  ki  HAK  ile  olsun...Kim  mazlum olarak  öldürülürse,

          velisine  bir tasallut  hakkı  vermişizdir...   Fakat o  da artık 

          katilde aşırıya  gitmesin!..  Zira   yardım görmüş bulunuyor."

          (İsra 17/33)

 


 

-BİLMEDİĞİ ŞEYİN PEŞİNE DÜŞMEMEK

 

-          "Bilmediğin  şeyin peşine  düşme!..   Zira kulak,  göz  ve kâlbin 

           her  birinden sâhibinin ameli sorulacaktır." (İsra 17/36)

 


 

- YERYÜZÜNDE KABARA KABARA KİBİR VE FODULLUKLA

YÜRÜMEMEK

 

-          "Yeryüzünde kabara  kabara, kibir  ve fodullukla yürüme!..  

           Zirâ yeri   yaratamazsın.   Boyca dağlara  da erişemezsin...

           (İşte)  bütün bu  kötü   olan şeyler ALLAH indinde mekruhtur."

     (İsra 17/37-38)

 

 


- ALLAH’LA BİRLİKTE BAŞKA BİR İLÂH EDİNMEMEK

 

-           "Bu zikrolunan hükümler Rabbinin  sana vahyettiği hikmetlerdir. 

            ALLAH  ile  birlikte  başka bir  ilâh  edinme!..   (Aksi takdirde) 

      kınanarak  kovularak cehenneme atılırsın."(İsra 17/39)

 

           ÇOK   ÖNEMLİ!..İSLAM'IN TEMEL      

          PRENSİPLERİ işte bunlar!..Aynı tarz

          bilgi BAKARA 83-84, 177., NİSÂ

          36- 39, 135., EN'AM 151-158.,

          Â’RAF 33.,  RÂD 20-22, NAHL  90.,

          İSR  22-39.,  MÜMİNÛN 1-9, FURKAN 63-74, 

          KASAS 52-55, LOKMAN 13-19, SECDE 15-16, 

          ŞÛRA 36-39, AHKAF  15,  HUCÛRAT 10-12,

          14, 17,  ZÂRİYAT 16-19, MEARİC 19-35.,  

          ....   âyetlerde  de var.

 

 

 

- YAHUDİLER’İ VE HIRİSTİYANLAR’I  DOST EDİNMEMEK

 

              - "Ey  inananlar, yahudileri  ve hıristiyanları  dost edinmeyin!  

                Onlar  birbirlerinin  dostudurlar.    Sizden  kim  onları  dost   tutarsa, 

                o  onlardandır.  ALLAH zâlim toplumu doğru yola iletmez!"

                (Mâide 5/51)






DEVAM EDECEK!... Ama siz bundan sonraki âyetleri aynı mantık ile değerlendirip,

 yasakları tesbit edebilirsiniz.